İnternet Alan Adları Hukuku Uyuşmazlık Çözümü Hakkında
İNTERNET ALAN
ADLARI HUKUKU UYUŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ HAKKINDA
Gelişen internet çağında insanların bilgiye erişiminin kolaylaşması ve bu yolların kayıt altına alınabilmesi için internet siteleri ortaya çıkmıştır. 1990 yılından bu yana internet siteleri aracılığıyla yapılan işlemler kolaylaşmış, herkesin kullanabileceği bir yapıya ulaşmıştır. Buna karşın insanlar arasında bu kadar yaygınlaşması da sonuç olarak internetin de bir hukuki düzen altında incelenmesi gerektiğini göstermiştir.
Öncelikle bilinmesi gereken kavramlar incelendiğinde, IP adresine değinilmeden olmaz. IP (Internet Protocol) adresi, internete bağlanan herhangi bir cihazın internet atamasını yapan, benzersiz özelliğe sahip tanımlayıcıdır. IP protokolü dâhilinde her bilgisayarın tanınmasını sağlayan ve birbirinden ayıran bir IP adresi vardır.[1] IP adresleri sayısal ve sıralı bir sistemle yazılmaktadır (222.222.21.11 örnek formatında).
İnternet alan adı olarak nitelendireceğimiz kavram, bahsi geçen IP adreslerinin internet üzerinde sayısal bir konumdan yazılı, daha kolay hatırlanabilir bir formata dönmesidir. Standart bir internet sitesi; protokol, subdomain, gTLD ve ccTLD’den oluşmaktadır. İnternet sitelerinin başında yer alan, site güvenliğini ifade eden “http://” kavramı protokoldür. Devamında gelen “www” ibaresi subdomaini, “com, org” ibareleri gTLD’yi; “tr, de” gibi ülke kodları ise ccTLD’yi nitelemektedir.
Alan adlarının bu kadar detaylandırılması, insanların bu alan adlarına şirketler aracılığıyla ya da bireysel olarak erişebilmesi, alan adları üzerinde uyuşmazlıklar çıkmasına da sebep olmuştur. Uyuşmazlıkların çözümü konusunda Türkiye önemli adımlar atarak “İnternet Alan Adları Yönetmeliği”ni yayınlamıştır. Yönetmelik yalnızca “tr” uzantılı alan adlarına ilişkin düzenlemeler içermektedir.[2]
İnternet alan adlarında uluslararası saha incelendiğinde, ICANN (İnternet Tahsisli Adlar ve Sayılar Kurumu) yetkili kılınmıştır. Görev olarak bu kurum, IP adreslerinin kayıt altında tutulmasını ve koordineli şekilde servis edilmesini sağlar. Kâr amacı gütmeyen bu kurum, İnternet alan adı uyuşmazlıklarında kendi tahkim usulüyle de hareket edebilmektedir.
Uyuşmazlıkların çözümünü incelemeden önce, internet alan adları konusunda nasıl uyuşmazlıklar meydana gelebileceğini incelemekte fayda vardır. Alan adları kapsamında görmemiz gereken temel suç cybersquatting suçudur:
Cybersquatting (sanal işgalcilik): Sanal işgalcilik, suçlunun tanınabilir bir ticari marka, şirket adı veya kişisel addan kâr elde etmek amacıyla mevcut etki alanı adının aynısını veya benzerini satın aldığı ya da kaydettirdiği bir siber suç biçimidir.[3] Bu suç kendi alanı içinde dört farklı suç kümesine daha ayrılmaktadır.
1. Reverse Squatting: Sahibinin bir alan adı içerisinde meşru hakları olmasına rağmen, kötü niyetli şekilde bahsi geçen alan adı üzerinde alan adı alınması suçudur. Örneğin “abc.com” internet sitesi üzerinde hak ilan etmiş birine karşı “abc1.com” internet sitesinin alınması bu suçun unsurunu oluşturmaktadır. Daha fazlası için “rdnh.com” adresine bakabilirsiniz.
2. Identity Theft: İnternet sitelerinin kimlik hırsızlığı suretiyle, özellikle internet sitesi sahiplerinin fiilen kandırılması yoluyla ele geçirilmesi suçudur. Fiili dolandırıcılık suçunun bilişim yönünden işlenmiş halidir.
3. Typosquatting: İnternet alan adı satın alımında, orijinal özellik taşıyan bir siteye kelime hatası yaparak haksız kazanç elde etmeye çalışan suç biçimidir. En meşhur dava foxnews adıyla FOX’u temsil eden haber sitesinin, xofnews adlı bir internet sitesine açtığı davadır.
4. Name Jacking: Daha sık görülen fakat uyuşmazlık çözümlerinde karar verilmesi en zor olan suç biçimidir. Farklı amaç fakat aynı ismi taşıyan iki kurum arasında gTLD uyuşmazlığı sonucu ortaya çıkan bir suç türüdür. Örneğin “kia.org” ve “kia.com” arasında söz konusu olmuş bir internet alan adı davası örnek verilebilir.
Suçların çözümünde kanunlara ya da mahkemeye başvurulmadan önce bakılan iki önemli husus vardır. Birincisi kötüniyet faktörüdür, açılan internet sitesinin ya da alınan alan adının kötü kar sağlamak ya da itibar düşürmek gibi amaçları olup olmamasına bakılır. Diğer önemli husus ise “first come first served” ilkesinin mevcudiyetidir. “İlk gelen alır” şeklinde açıklayabileceğimiz bu ilke, internet alan adını ilk alan kişinin hak sahibi olabileceğini söyler.
Uyuşmazlıkların çözümü aşamasına geçtiğimizde, ICANN belirli bir alternatif uyuşmazlık çözüm (tahkim) yolu belirlemiştir. Yargısal yollara başvurmadan direkt olarak tarafların seçtiği ya da seçilen herhangi bir hakem heyetinin sorunu çözdüğü yönteme tahkim denir. Bu konuda UDRP (Tekdüze Alan Adı Uyuşmazlık Çözüm Politikası) kurallarının da incelenmesi gerekir. Zira günümüzdeki uyuşmazlıkların çözümü bu politika üzerinden yürütülmektedir.
ICANN tarafından internet uyuşmazlıklarının çözülmesi için çeşitli kurumlar her ülkede yetkili olarak atanmaktadır. Ülkemizde ilk başta ODTÜ yetkili atanmış olsa da sonrasında BTK yetkili atanarak uyuşmazlıkların kendilerine başvuru olarak getirilmesini kabul etmiştir. Buna karşın yakın bir zamanda ISTAC (İstanbul Tahkim Merkezi) da BTK tarafından yetkili kılınmış ve tahkim aşamasında etkili çözüme kavuşturmaya yardımcı olmuştur. Bununla birlikte tahkim usulü her ülke için yetkili organların kendi usulüyle yapılabiliyorken, genel ICANN kuralları çerçevesinde de yapılabilir.
Uluslararası alanda internet siteleri birer fikri hak sayıldığı için uluslararası alandaki çözümleri ise WIPO’ya aittir. Bir önceki paragrafta bahsedilen ICANN tahkim çözüm yolu WIPO tarafından kullanılmaktadır. Kişiler kendi ulusal mahkeme ya da heyetlerinde bütün yargı yollarını tüketme şartı olmadan WIPO’ya başvurabilir. Başvuru sonuçlanması sonrası mahkemelere başvurma hakkı ise UDRP 4/k’ye göre saklı tutulmuştur.[4]
Başvuruların nasıl yapılacağına ilişkin öncelikle uluslararası alana bakılması gerekir. Düzenli olarak ücret tarifesi değişmekle birlikte, ortalama 2000-4000 Dolar arasında bir ücret ödenerek ilgili kuruma başvurulur. Bununla beraber unutulmamalıdır ki ücret yatırıldıktan sonra, haklı taraf olsanız bile masrafların karşı tarafa yükletilmesini talep edemezsiniz.
Ülkemizde tahkim usulüne başvuru ise ISTAC üzerinden aynı şekilde başvuru ücretini yatırarak tahkim aşamasının gerçekleştirilmesiyle gerçekleşir.
Türkiye’de alan adları hukukuna başvurulmadan ICANN tahkim usulüyle çözülmüş davalara örnek vermek gerekirse:
“Roman Club International” adlı kuruluş, www.cemyilmaz.com alan ismini tescil ettirdikten sonra ünlü şovmene $10,000 karşılığında satmayı teklif etmiştir.” “Mehmet Kahveci www.vestel.com’u Vestel A.Ş.’ye 200.0000 dolar karşılığında satmayı teklif etmiştir.”, “ Sabancı Holding INC www.sabancı.com alan adını Sabancı Holding A.Ş.’ye 10.000 dolar karşılığında satmayı teklif etmiştir.” “N&K Danışmanlık Şirketi www.beko.com alan adını tescil ettirerek Beko’ya satmaya çalışmıştır.“, “ N&K Danışmanlık Şirketi www.kocbank.com alan adını tescil ettirerek haksız gelir elde etmeye çalışmıştır.” ,” Deep. Net Corp ve Tarkan Tevetoğlu arasında www.tarkan.com alan adına ilişkin uyuşmazlık ” , “Galatasaray Spor Klubü Derneği ve Maksimum İletişim A.Ş. arasında www.galatasaray.com alan adına ilişkin uyuşmazlık”, ”Akbank ve Mehmet Kahveci arasında www.akbank.com alan adına ilişkin uyuşmazlık”.
Her ne kadar internet alan adlarının tahkimine yönelik yazılan bu makale yeterli olmasa da kısaca özetlemek gerekirse, gelişen internet çağında alan adları tahkim usullerinin bilinmesi ve doğru kullanılması geleceğin bilişim ve marka patent hakları açısından önem arz eder.
[1] Elif Gökşen, “Türk Ceza Muhakemesinde Dijital
Verilerin Delil Değeri” (yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Galatasaray
Üniversitesi, 2014), 31.
[2] Seniha Dal, “Türk Hukukunda İnternet Alan Adları (Domain Names) ve Bu Alandaki Son Gelişmeler”, Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi, 2010, 492.
[3] https://www.kaspersky.com.tr/resource-center/preemptive-safety/cybersquatting
[4] Daha fazlası için:
https://www-icann-org/resources/pages/policy-2024-02-21-en